Filmlerde 19. yüzyıl oldukça romantiktir; Lüks kıyafetler ve muhteşem mimari tasarımlarla lanse edilse de bu dönemde çok sık gösterilmeyen oldukça tuhaf yaşam biçimleri vardı. Bu içeriğimizde Viktorya Dönemi’nin tuhaf yaşam tarzlarını sizler için derledik. Haydi başlayalım! 🙂
1. İnsanlar sirke ile duş alıyordu.
19. yüzyıl salgın hastalıkların yaygın olduğu bir dönemdi. Doktorlar kadınlara ayda bir veya iki kez banyo yapmalarını tavsiye etti. İnsanlar da hastalıklardan korunmak için sirke ve soğuk su ile duş aldılar.
2. Saçlarını amonyak ve soğan suyuyla yıkıyorlardı.
Bu dönemde insanlar saçlarını nasıl yıkayacaklarından emin olmadıkları için saçlarını çok sık yıkamazlardı. İşin garibi, insanlara saçlarını ılık suda ve tabii ki saça oldukça zararlı olan alkolle yıkamaları tavsiye edildi. Amonyak da önerildi ve saçı çok iyi temizledi ama bu sefer cildi tahriş etti.
Ancak daha az israf eden bir alternatifleri vardı: soğan suyu. Saçı çok iyi temizlemedi ama insanlar saçın daha parlak ve temiz görünmesini sağladığını savundu.
3. Mutfakta her şeyi yapıyorlardı.
İçeride tuvaletler yaygınlaşmadan önce insanlar evlerinin sıcak mekanında duş alıyorlardı; yani mutfakta. Suyu ocakta ısıtıp metal bir leğene koyarlar ve duşlarını orada alırlarmış. Genellikle bütün aile aynı suda duş alırdı.
4. Çiğ et ile kırışıklıkları önlemeye çalışıyorlardı.
Ciltlerini daha canlı ve kırışıksız tutmak için yatmadan önce yüzlerine ince çiğ et sürdüler.
5. Uykunun fazla kilo almayı engellediğini düşünüyorlardı.
O dönemin hoşluk duygusu çoğunlukla zayıftı ama biraz tombul bir vücuttan ibaretti. İnsanlar ayrıca kilo almamak için birçok farklı yol deniyordu; Örneğin limonlu su içmek. Ancak bu işe yaramazsa, potansiyel olarak ölümcül bazı tedavilere başvurdular.
Kilo vermek için doktorların bir diğer önerisi de yemekten sonra dik oturmak oldu. Hatta o dönemin ünlü doktorlarından biri yemek yedikten sonra yirmi dakika dik oturursanız asla şişman bir vücuda sahip olmayacağınızı söylemiştir.
Başka bir yol da günlerce sakinleştirici alıp uyumaktı. İnsanlar uyurken rastgele bir şey yemeyecekleri için bu, kilo vermek için değerli bir yöntem olarak görülüyordu. Ama çok fazla sakinleştirici almak da vücuda çok zarar veriyordu…
6. Çok zayıf olmak doğru sayılmazdı.
O zamanlar zayıflık değerli bir vücut normu olmasına rağmen, çok zayıf kadınlar gerçek kabul edilmiyordu. Bu hanımlara ayrıca saatlerce loş ışıkta oturmaları, gerginlikten uzak durmaları ve gergin durumları görmezden gelmeleri tavsiye edildi.
7. Kum yiyorlardı!
19.-20. Yüzyıllar boyunca bedeni saf tutmak çok değerliydi. Bunun için kullandıkları sistemlerden bazıları çok tuhaftı; tıpkı kum yemek gibi.
1902’de Dünya Sağlık Derneği lideri William Windsor şöyle dedi: “Kirli hiçbir şey yemiyorduk. Kum yiyorduk. Bu kumda çok titizlikle temizleniyordu.’ böyle bir açıklama yaptı.
8. İnsanlar zıt görünüşlü kişilerle evleniyordu.
Ekonomik durum, evliliğin değerli bir yapı taşı olmasına rağmen, yeni evliler fiziksel olarak kendilerine zıt kişilerle evlenirler; Örneğin bir erkeğin kahverengi saçları varsa evleneceği kadın sarışın olur.
9. Dizilerdeki gibi durgun bir hayatları yoktu.
Örneğin hanımefendi asil olsun ya da olmasın günlük işlerle ilgilenmek zorundaydılar ve aynı zamanda vücutlarını da hareket ettirmek zorundaydılar. Bire bir formda erkekler de genellikle işe yürüyerek gittiler ve günde yaklaşık 10 km yürüdüler.
10. Fiziksel ‘kusurlarını’ başarılı bir şekilde gizleyebildiler.
Teknoloji bugünkü kadar gelişmemiş ve özel cilt serumları olmamasına rağmen ‘kusurlarını’ da gizleyebiliyorlardı. Korseler ve pudralar en büyük destekçileriydi.
11. Uzun etek ve dar korselerin tüberküloza neden olduğu düşünülüyordu.
19. yüzyılda tüberkülozla baş etme yöntemi günümüzden çok farklıydı. Hastalığın sebepleri de günümüzdekinden çok farklıydı. En tuhaflarından biri de uzun eteklerin ve dar korselerin kansere yol açtığının düşünülmesiydi.
12. Eteği iki elle tutmak utanç vericiydi.
Kadınların sokakta yürürken eteklerini sadece sağ elleriyle tutmaları gerekiyordu. Bu, iki elle tutulursa kaba kabul edildi.
